“Şair şairi yazmaz” bu sözün sahibini şimdi hatırlayamadım. Belki de yoktur sahibi de ben ona zihnimde sahip arıyorumdur. “Çivi çiviyi söker” sözüyle de karıştırmış olabilirim. Ben atalarımızın öyle her konuda laf ürettiklerini hiç sanmıyorum. Üstelik ben benim atalarımın twitter cümlesi gibi düşük karakterli söz üreteceklerine hiç ihtimal vermiyorum. Gelin bu sözü yalancı çıkaralım var mısınız? Mesela Âdem Turan Cengizhan Orakçı şiirini yazsın. Orakçı’nın kitaplarını birer birer okumaktan yüksünmesin. (Bu arada “yüksünmek” ne güzel bir kelimedir, bunu da Âsım Gültekin’in dikkatine sunmuş olalım.) Biliyorum Âdem abi şimdi kalkıp bir sürü meşguliyetinin olduğundan bahsedecek gözlerini bizden kaçırıp. Ömer Erdem şiirini Ebubekir Eroğlu yazsa fena mı olur? Ne ilgisi var yazanla yazılan arasındaki yaş farkının. Hakan Şarkdemir alsa bütün Nurettin Durman kitaplarını okusa okusa ve sonra üç beş gün uğraşıp da esaslı bir yazı yazsa süper bir şey olur. Biz okuyuculara da taptaze bir yazıyı okumak açısından gün doğardı. Şimdi aklıma geldi, Şaban Abak neden Mürsel Sönmez şiirini yazmasın? “Tütün Küfesi”ni mesela. Şaban abi karpuz da kesse yiyen çok olur, yazı da yazsa okuyanı bol olur. Şimdi çıksa Ataol Behramoğlu “Zafer Acar Şiirinin İç Dinamikleri” diye bir yazı yazsa kim takdir etmez ki?
